breh breh breh!

Bilge K.
3 min readMay 27, 2021

--

#SelçukErdem

şu sıralar pek de mutlu olduğumu söyleyemicem, mutluluklarım anlık, süreklilik göstermiyorlar. ki mutlu olmaya karşı olan bitmez tükenmez inancıma rağmen söyleyememek beni daha da dehşete düşürüyor doğrusu. Korku filmi izlerken olduğum gibiyim. Gözler kocaman açılı, yürekte bukağı(kitabı okumadım ama niye alıntılamiyim, sonuçta depresifim ve birçok şey mübah bana), nefesler alıyorum uzuuun uzuun, gerçek değil bunlar diyorum, geçecek, sakin dur. Canım ülkecim de hiç yardımcı olmuyor o da ayrı mesele, twitter’a girdiğimden beri daha umutsuzum!

Neyse konum bu değil.

Dalıp gitmemeye çalışıyorum, kendimi toparlıyorum. düşündükçe battığım konular var, şu sıralar onları rafa kaldırdım, iki tarafı da dinlendiriyorum. ayda bir gelen dönemsel minik depresif ataklarımı yaşıyorum evet, ona çare yok ama bu sefer kendime de şaştım. Üstüne tüm duygularımı koyduğum fikirlerim yaklaşık 10 gündür yıkılayazdılar. Hem de bir gıdım sağa sola bile değil, direkt benim üstüme. Hain kostoklar, hiçbir şeyden emin değilim şu anda.

“…yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi…”
der güler geçerdim, hatta ciddi ciddi mutluyum da derdim, inanarak, kimse bulaşmasın bana isterdim ama yok gene bir haller oldu bana. Ara ara format atılıyor ruhuma yemin ederim. Sanki canım Allahım üstümde deneyler yaparak farklı kişilikler bir insanda nasıl durur denemeleri yapıyor. Hayır madem öyle, hafızamı da al yarebbim o zaman, çünkü ben artık değişimlerime ayak uyduramıyorum. Uyurken format yiyorum habire. Canıma tak edecek, içime gına gelivercek.

Gerçi yazları bu kalabalığı, toplanıp çimlere yayılıp uğultularla konuşanları, gülenleri, kahkahaların çınlamasını gördükçe, duydukça da içi hoş oluyor insanın, belki de mevsimlerdendir, bilemiyorum. Şunu biliyorum ki yine Friends, HIMYM benzeri gruplara özlemim, benim böyle bir çevreyi 3182361841 senedir yapamayışıma olan kıskançlığım hat safhada! Kıskançlıktan, hasetten çatlayıvercem!

kimin olduğunu bulamadım, yapan kişiye 1001 özür :(

Motor alınca İstanbul’dan da ayrılırım, küçük küçük il dışlarına da çıkarım diye düşünmüştüm ama sonu daha da yalnızlaşmakmış gibi de geliyor şimdi. Kafama tebelleş oldu bu düşünceler. Gerçi eskiden beri bunu dönem dönem hissediyordum aslında ama iki taraf arasında kaçak bir tavır sergilediğim için ne böyle bir grubum olabildi ne de yalnızlıktan bitmeksizin keyif alabildim şimdiye kadar. Çünkü grubunun olabilmesi için emek vermek zorundasın. Benimse emek kapasitem accuk düşük. Ve insanların sevgi isteme periyotları bir miktar kısa aralıklarla bana nazaran. Yalnızlık konusundaysa evet daha istikrarlıyım ama bu pandemi sayesinde iş hayatımız da bittiği ve evlere kapandığımız içindir ki, 0(SIFIR) insan gördüğüm, kimseyle konuşamadığım, tamamen kendi kendime kaldığım günler oluyor. Bu etkiledi beni bence. Eskiden kalan minicik zamanlarımda koşturmaktan bu derece düşünemiyordum. Şu ansa aklımda başka bir şey yok. YOK!

Pandeminin psikolojik etkileri gerçekten fazla. Birçok kişi geçim derdinden bunları düşünmeye zaman bulamıyor büyük ihtimalle ama bu derde düşenler de başlarını kaldıramıyorlar, çünkü sonuç değişmiyor şartlar değişmedikçe. İlginç bir döngü. Sıkışmışlık. Bakalım yazın neler olacak. Tükenmişlik hissiyle eve kendimi tutkallamam umarım. Çünkü yapabilirim. Umarım yapmam. Kendime gelmem gerek. Tam geldiğimde beni yeniden, inatla, hormonlarımın tartışmasız gücünü kullanarak diplere çeken aylık döngülerime selam ve bir de yazıklar olsun! Olumla Bilge olumlaaaa.. Döngünden çıkınca olumla. Az kaldı.

“…Ne kadar da değişik, bir o kadar ilginç
Peh peh peh peh peh peh peh.”

Hayde selametle.

Bus bus buseler.

“… baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bir sen varsın bir de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi.”

Can Yücel

--

--

No responses yet